TÜRKİYE SİYASİ TARİHİNDE LİDERLERİN BATI YANLILIĞI VE KARŞITLIĞI

Türkiye siyasi tarihinde, siyasi liderlerin diğer ülkeler ile olan ilişkileri ve bağları önemli bir nokta olarak görülmelidir. Türkiye toplumu için diğer ülkeler ile bu ilişkiler bazı şartlarda olumlu görülebilse de genel olarak olarak toplum gözünde bu ilişkilere negatif bakılmaktadır. Türkiye kurulduğu 1923 yılından 1950 yılına kadar çoğu alanda tam bağımsız bir strateji izlemiş ve uluslararası ilişkilerde denge politikasını benimsemiştir. Demokratik seçimlere geçilmesinin ardından iktidara gelen DP hükümeti ise bu politikaların tersi bir strateji ile batı yanlılığı noktasında durmuştur. Bu dönemde özellikle ABD ile güçlü ortaklıklar ve anlaşmaları bulunan Türkiye 18 Şubat 1952 tarihinde NATO’ ya katılmıştır. Bu durum gelecek hükümetler ve toplum için bir dönüm noktası olmuştur. Bu dönemden sonra orta vadede yaşanan siyasetçi – asker çekişmeleri ve daha sonra ortaya çıkan askeri darbeler de bu durum özelinde okunmalıdır. Bu anlaşmazlıklar ise toplumu çeşitli sıkıntılara sürükleyecek bir dönemin habercisidir. Bu makalede özellikle 1950 ve sonrası olmak üzere her dönemin önemli liderlerinin batı yanlılığı ya da karşıtlığı incelenecektir. Toplumun bu liderlere ve liderlerin bahsedilen uluslararası ilişkiler stratejileri ile ilgili düşünceleri araştırılacaktır. Araştırma yapılırken dönemin anketleri, kamuoyu araştırmaları, medyadaki haberler, uluslararası medya yorumları ve liderlerin kendi söylemleri kullanılacaktır. Çalışma sonunda ise liderlerin batı yanlılığını uygulama düzeyi, toplumda bunun karşılığı ve başarıya ulaşma durumunun ortaya çıkarılması amaçlanmaktadır.

Dosyalar

TÜRKİYE SİYASİ TARİHİNDE LİDERLERİN BATI YANLILIĞI VE KARŞITLIĞI

Türkiye siyasi tarihinde, siyasi liderlerin diğer ülkeler ile olan ilişkileri ve bağları önemli bir nokta olarak görülmelidir. Türkiye toplumu için diğer ülkeler ile bu ilişkiler bazı şartlarda olumlu görülebilse de genel olarak olarak toplum gözünde bu ilişkilere negatif bakılmaktadır. Türkiye kurulduğu 1923 yılından 1950 yılına kadar çoğu alanda tam bağımsız bir strateji izlemiş ve uluslararası ilişkilerde denge politikasını benimsemiştir. Demokratik seçimlere geçilmesinin ardından iktidara gelen DP hükümeti ise bu politikaların tersi bir strateji ile batı yanlılığı noktasında durmuştur. Bu dönemde özellikle ABD ile güçlü ortaklıklar ve anlaşmaları bulunan Türkiye 18 Şubat 1952 tarihinde NATO’ ya katılmıştır. Bu durum gelecek hükümetler ve toplum için bir dönüm noktası olmuştur. Bu dönemden sonra orta vadede yaşanan siyasetçi – asker çekişmeleri ve daha sonra ortaya çıkan askeri darbeler de bu durum özelinde okunmalıdır. Bu anlaşmazlıklar ise toplumu çeşitli sıkıntılara sürükleyecek bir dönemin habercisidir. Bu makalede özellikle 1950 ve sonrası olmak üzere her dönemin önemli liderlerinin batı yanlılığı ya da karşıtlığı incelenecektir. Toplumun bu liderlere ve liderlerin bahsedilen uluslararası ilişkiler stratejileri ile ilgili düşünceleri araştırılacaktır. Araştırma yapılırken dönemin anketleri, kamuoyu araştırmaları, medyadaki haberler, uluslararası medya yorumları ve liderlerin kendi söylemleri kullanılacaktır. Çalışma sonunda ise liderlerin batı yanlılığını uygulama düzeyi, toplumda bunun karşılığı ve başarıya ulaşma durumunun ortaya çıkarılması amaçlanmaktadır.